9.02.2017

I finished reading Madame Bovary. The end was as I expected.

I am reading two books right now but I can't read tonight because I have works to do.

『ボヴァリー夫人』の本(ほん)を読(よ)み終(お)えました。

するべき仕事(しごと)があるので今夜(こんや)はどんな本を読むことができません。

セイヨウハナズオウの門

前日(ぜんじつ)セイヨウハナズオウの門(もん)小説(しょうせつ)を読()みはじめた

また、時間調整研究所読んでいます。

  • セイヨウハナズオウ(seiyouhanazuou)





6.02.2017

İçedönükler Hakkında Yanlış Bilinenler



Myth #1 – İçedönükler konuşmayı sevmezler.
Doğru değil. İçedönükler söyleyecek bir şeyleri olmadığı için konuşmazlar. Küçük konuşmaları (konuşmak için konuşmak) sevmezler. Bir içedönük kişiyle ilgisini çeken bir konuda konuşmayı deneyin, susması günler sürebilir.

Myth #2 – İçedönükler utangaçtır.
Utangaçlığın içedönüklükle alakası yoktur. İçedönükler sebepsiz yere insanlardan çekinmez. İhtiyaçları olan şey etkileşime girmek için bir sebeptir. Bir şeyi sırf yapmış olmak için yapmazlar. Eğer içedönük biriyle konuşmak istiyorsanız, sadece konuşmaya başlayın. Kibar olmaya çalışmanıza gerek yok.


Myth #3 – İçedönükler kabadır.
İçedönükler komik veya iyi görünmeye çalışmazlar, herkesin gerçekçi ve içten olmasını isterler. Ancak bu çoğu durumda olası değildir, bu yüzden kendilerini baskı altında hissedebilirler.

Myth #4 – İçedönükler insanları sevmez.
Tam tersi, içedönükler sahip oldukları arkadaşlara çok değer verirler. Yakın arkadaşları bir elin parmağını geçmeyecek kadardır. Eğer içedönük biri sizi arkadaş biliyorsa, hayat boyu sadık bir dostunuz olabilir. Özel biri olarak saygılarını kazanmanız yeterli.

Myth #5 – İçedönükler insan içine çıkmayı sevmezler.
Saçmalık. İçedönükler sadece insan içinde çok fazla durmayı sevmezler. Ayrıca sosyal aktivitelerde karşılaşacakları karmaşalardan da sakınırlar. Bilgi ve tecrübeyi hızlıca kavrarlar ve bunun sonucunda “kapmak” için uzunca kalmalarına gerek kalmaz. Eve gitmeye ve yenilenmeye her zaman hazırdırlar.

Myth #6 – İçedönükler her zaman yalnız olmayı isterler.
İçedönükler kendi düşünceleriyle baş başa kalmaktan asla rahatsız olmazlar. Fazlaca düşünürler, hayal kurarlar. Uğraşacak problemleri, çözecek bulmacaları olmasını isterler. Ancak buluşlarını paylaşacak birini bulamadıklarında çok yalnız hissederler. Biriyle gerçekçi ve içten bir şekilde bağlantı kurmak için can atarlar.

Myth #7 – İçedönükler gariptir.
İçedönükler genellikle bireycidir. Kalabalığı takip etmezler. Kendi orjinal yaşam biçimleriyle değerlendirilmeyi tercih ederler. Kendilerini düşünürler ve bu yüzden genellikle standartlara meydan okurlar. Kararlarını popüler veya trend olan üzerine vermezler.

Myth #8 – İçedönükler ilgisiz ineklerdir(nerd).
İçedönükler öncelikli olarak ruha bakan kişilerdir, kendi düşünceleri ve duygularıyla yakından ilgilenirler. Bu etraflarında olan biteni takip etmekten aciz olduklarından değiltir, onlar için iç dünyaları çok daha teşvikkar ve faydalıdır.

Myth #9 – İçedönükler rahatlamayı ve eğlenmeyi bilmezler.
İçedönükler tipik olarak evlerinde ya da doğada rahatlarlar; kalabalık, halka açık yerlerde değil. Adrenalin veya macera bağımlısı değildirler. Beyinleri dopamin adi verilen sinir taşıyıcısına karşı fazla hassastır. İçedönükler ve dışadönüklerin baskın sinir yolları farklıdır.

Myth #10 – İçedönükler iyileşip dışadönük olabilirler.
İçedönükler “iyileşemezler” ve doğal mizaçlarına, insanlığa kattıklarına saygı duyulmasını gerekir. Aslında bakarsanız, yapılan bir araştırma (Silverman, 1986) içedönüklüğün IQ ile doğru orantılı olduğunu göstermiştir.

http://www.cekirdekinanc.com.tr/icedonukluk-hakkinda-yanlis-bilinenler/

5.02.2017

"Hayatın boyunca tek bir insanoğluna bile mutluluk yaşatmadın, biliyorsun değil mi? Hiç kimseye bir iyiliğin dokunmadı. Kendine bile!"
Kaybedilen (Once Gone) - Blake Pierce


3.02.2017

Dönüşüm, Franz Kafka

Franz Kafka’nın 1915 yılında yayımlanan Dönüşüm adlı anlatısı, yazarın anlatım sanatının gerçek anlamda doruklarına varmış olduğu bir yapıtıdır. Küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen anlatı, aynı zamanda genelde toplumun kalıplaşmış, işlevini çoktan yitirmiş akışına bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı biçimde dile getirir. Gregor Samsa’nın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen, ama yalnızca boyun eğen bir toplum teki olmaktan çıkma anlamını taşır; böylece böcekleşen’in yazgısı, elbet toplumca dışlanmaktır. 




Kitap hakkında yorumlar sonrasında çok mu büyük bir beklenti içine girdim? Kitap bende o kadar büyük bir etki bırakmadı.