31.01.2018
本
"Huzur"u okurken "Gazap Üzümleri"ni görüp kaptım kardeşimin elinden. İki güne kadar bitimem gerekiyor.
Çiftçi ailenin topraklarından evlerinden olup, daha iyi bir yaşam umuduyla çıktıkları yolculuk, kodamanların kirli oyunları nedeniyle evlerini, yurtlarını kaybedim bilinmeze yola çıkan insanları düşündürüyor bana.
İnsanoğlu, sığamıyoruz şu koca dünyaya...
Ahmet Hamdi Tanpınar の本『心(こころ)の平安(へいあん)』を 読(よ)んでいる間(あいだ) に John Steinbeck の本『怒(いか)りの葡萄(ぶどう)』を 読(よ)みはじめた。
兄弟( きょうだい)にそれを返(かえ)すので、2日(にち)でそれ読み終(お)わらなければならない。
25.01.2018
Ak Zambaklar Ülkesinde Finlandiya
Babamın kitaplığından bir kitapla araya giriyorum yine listemde:
"Uzun yıllar boyunca Finlandiya'da kalmış ve orada yaşamış olan Grigoriy Petrov; kitabında, kendine özgü sanatlı üslûbu ve anlatımı ile Finlandiya'nın bugünkü düzeye nasıl ve hangi yollardan geçerek ulaştığını anlatıyor. Fin ulusu; önceleri ne imiş, nerelerdeymiş.. Daha sonra neler olmuş.. Hangi düzeye, nasıl erişmiş.. Gelişmekte olan Fin ulusu ; Okul, Devlet Yönetimi, Bürokrasi, Kışla ve Kilise gibi kuruluşların ve benzerleri 'sosyal faktörlerin' ne gibi ve ne oranda etkileri olduğunu anlatıp açıklıyor. Finlandiya'da bu faktörlerin, biri birlerine oranla nasıl bir bağlantı içinde ve nasıl bir düzen halinde bulunduklarını ve daha önemlisi; kişilerin ve kişiliklerin hangi koşullar altında, Fin Ulusu'nun ilerlemesine, gelişmesine ve bir 'kahraman Ulus' olmasına nasıl yardım ettiklerini ve daha neler ve neler yaptıklarını anlatıyor.Grigoriy Petrov; bu kitabını, sanki bizim de politiko-sosyal ve ekonomik koşullarımızı dikkate alarak yazmıştır. Onun bu tutumu, bizim için; kitabın değerini bir kat daha artırmıştır."
Dürüst, saygılı, çalışkan, temiz, düzenli, tertipli, ahlaklı... hepimizin istediği bir toplum yaşamı ama ne yazık ki olmayan ve bu konuda karamsar olduğum için olamayacak bir toplum.
Finlandiya'nın o zamanki durumu hakkında fazla bir şey kitaptan almış değilim ve şu anki durumları hakkında da pek bilgim yok. Kitap daha çok Finlandiya'yı değiştirmek isteyen bir kaç kişinin vaazları öğütleri ve hikayeleri ile dolu. Burada insanların vaazlarla değişeceğini hiç sanmıyorum. Arada bazı insanlar var, ülkemiz için, insanlar için çalışmaya çalışıyorlar, Dürüstler, çalışkanlar ama ne yazık ki bencil, kendi çıkarları için çalışan ve daha fazla gücü elinde tutan diğer insanlar tarafından eziliyorlar. Yolsuzlukları görüyorsun, adaletsizlikleri. Ve "nasıl" diyorsun "bunu yapabiliyorlar".
Toplumu değiştirmede önce eğitimli insanlara sesleniyor değişimi amaçlayan insanlar. İş adamlarına, öğretmenlere, doktorlara, din adamlarına.Değişime önce kendilerinden başlayıp örnek birer vatandaş ve ebeveyn olmayı öneriyor. Çocukları ve gençleri yetiştirmelerini.
Kitaptaki vaaz kısımlarını bazen fazla uzun, biraz da misyoner buldum. Ara sıra da ırkçı, İslam, Türk karşıtlığı var. Ama o vaazlarda hitap edilen bozuk Finlandiya halkının nasıl değiştiği ve ülkede nasıl değişiklikler olduğu konusunda kitap beni fazla tatmin etmedi.
16.01.2018
L&M Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Einstein'ın Son Sırrı
Foucault Sarkacı
Da Vinci Şifresi
Shakespeare Sırrı
Jane Austen Hayatımı Mahvetti
Kutsal Kefen...
ünlü bir yapıt, eşya ya da kişi
üzerinden kurgulanan bir sırra ulaşan kişilerin sırrı çözmek ve sırrın
peşindekilere av olmamak için verdikleri maceralar. Tüm bu kitaplardan farklı
olarak "Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk" hikayeyi kişilerin değil
herkesin peşinde olduğu, Fuzuli'nin kendisine emanet edilen sırrı işlediği
"Leya ile Mecnun" mesnevisi kitaptan dinliyoruz. Kitap bir çok
tarihi karakteri kapsarken, yüzyıllar boyunca dünyadaki değişimi de
özetliyor.
|
La ultima respuesta,
foucault's pendulum,
The Da Vinci Code
The Shakspeare Secret,
Jane Austen Ruined My Life
The
Brotherhood of the Holy Shroud
All are written inspired some
historical events, famous people or their works.
Unlike them “Death in Babylon Love in Istanbul (Babil'de Ölüm
İstanbul'da Aşk)” by İskener Pala tells the story through the books mouth that
carries the secret of Babylon to us.
Fużūlī (1494
– 1556), poet, writer and
thinker, trusted the secret of Babylon from a librarian in Bagdad. He buries
the secret to mesnevi “Dâstân-ı
Leylî vü Mecnun” (a
mesnevî which takes as its subject the classical Middle Eastern love
story of Layla and Majnun). We follow the journay of the book from hands to
hands of Babylon Organization members, treasure
hunters, and people who the book ends with by chance and has no idea
about the secrets it helds. Among all the adventures we also listen
the love from the book that calls himself Qais (Majnun) and yearning for
his Layla.
|
7.01.2018
İlk okuma listemde bekleyen kitaplardan biri değildi ama elime geçince 2 gün içinde bitirerek 2018'in ilk okuduğum kitabı oldu: Haritalar ve Topraklar, Michel Houellebecq. Kitabı bitimek için acele ettiğimden kitap içinde geçen sanatçılar hakkında araştırma yapma şansım olmadı.
Haritaların resmini çekerek nasıl ilgi çekip sergi açıldığını ve hatta bu fotoğrafları sattıklarına anlam veremedim açıkcası. Sonuçta bu mesela bir ressamın çzimlerinin fotoğraflarını çekip sergi açmak gibi.
Ve batılı yazarlara mı has bilmiyorum. Kullanılan herşeyi markaları ile vermek, arabalardan, ev eşyalarına, hatta kağıt-kaleme kadar. Bu bana kitapların edebiyatını alıp metalaştırıyor gibi geliyor.
"Yakın Dönem Türk Politik Tarihi"nden sonra Türkiye'nin Yakın Politik Tarihi" farklı ek bilgiler yanında bir özet gibiydi.
Ülkemizin, bazılarının kişisel saplantıları, çıkarları, bazı zümrelerin arzuları, çıkarlar ve sitekeri ile, Avrupa ve Amerika gibi ülkelerin ülkemiz üzerinde sahip olmak istedikleri üstünlük nedeniyle ne kar çok şey kaybettiğini görmek çok acı. Avrupa'nın pazarı olma özelliğini kaybetmemesi için ve Orta Doğu'da ses sahibi olacak güçlü bir yönetim olmaması için üretim, insan gücü, teknolojik bilimsel alanlarda yaşadığımız onca kayıp. Tahrip edilen tarih ve doğa, çıkmaza girmiş eğitim sistemi. Her yıl değişen bir eğitim sistemi ile ne yapılmaya çalışılıyor. Benim zamanımda başlayan değişimler üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala bir sisteme oturtulamadı... Dışarının baskısı ile zayıflayan tarımsal üretim ve tarımda dışarıya bağımlı hale gelmek çok acı. Avrupa'dan şeker alacak olmamız kadar saçma daha ne olabilir. Ve bazıları zengin olsun diye hayvancılık konusunda araziye ve imkanlara sahip bir ülkenin dışarından et alamaya zorlanması. Halk tepkisini koymadıktan sonra neye yarar ki otorup alınan kararları tartışmak.
Haritaların resmini çekerek nasıl ilgi çekip sergi açıldığını ve hatta bu fotoğrafları sattıklarına anlam veremedim açıkcası. Sonuçta bu mesela bir ressamın çzimlerinin fotoğraflarını çekip sergi açmak gibi.
Ve batılı yazarlara mı has bilmiyorum. Kullanılan herşeyi markaları ile vermek, arabalardan, ev eşyalarına, hatta kağıt-kaleme kadar. Bu bana kitapların edebiyatını alıp metalaştırıyor gibi geliyor.
"Yakın Dönem Türk Politik Tarihi"nden sonra Türkiye'nin Yakın Politik Tarihi" farklı ek bilgiler yanında bir özet gibiydi.
Ülkemizin, bazılarının kişisel saplantıları, çıkarları, bazı zümrelerin arzuları, çıkarlar ve sitekeri ile, Avrupa ve Amerika gibi ülkelerin ülkemiz üzerinde sahip olmak istedikleri üstünlük nedeniyle ne kar çok şey kaybettiğini görmek çok acı. Avrupa'nın pazarı olma özelliğini kaybetmemesi için ve Orta Doğu'da ses sahibi olacak güçlü bir yönetim olmaması için üretim, insan gücü, teknolojik bilimsel alanlarda yaşadığımız onca kayıp. Tahrip edilen tarih ve doğa, çıkmaza girmiş eğitim sistemi. Her yıl değişen bir eğitim sistemi ile ne yapılmaya çalışılıyor. Benim zamanımda başlayan değişimler üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala bir sisteme oturtulamadı... Dışarının baskısı ile zayıflayan tarımsal üretim ve tarımda dışarıya bağımlı hale gelmek çok acı. Avrupa'dan şeker alacak olmamız kadar saçma daha ne olabilir. Ve bazıları zengin olsun diye hayvancılık konusunda araziye ve imkanlara sahip bir ülkenin dışarından et alamaya zorlanması. Halk tepkisini koymadıktan sonra neye yarar ki otorup alınan kararları tartışmak.
1.01.2018
Ocak Ayı Okuma Planı
- Türkiye'nin Yakın Tarihi, İlber Ortaylı
- Anna Karenina 1 2 3 4, Tolstoy
Anna Karenina'nın dört cildini birden bu ay bitimek kolay olmayacak. Ama en azından Ocak ayı içinde en az bu dört kitabı okumayı planlıyorum.
- Huzur, Ahmet Hamdi Tanpınar
- İstanbul'da Aşk, İskendar Pala
Anna Karenina'nın dört cildini birden bu ay bitimek kolay olmayacak. Ama en azından Ocak ayı içinde en az bu dört kitabı okumayı planlıyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)