10.09.2017
Kitap
Otuzunda Kadın
"Julie, Otuzunda Kadın'ın bütün buhranlı ruh halleriyle canlı bir timsali olarak, gözlerimizin önünde yaşarken, onun hayat hikayesinin çeşitli maceralarının meraklı olaylarıyla izliyoruz. Bu hayat oyununda rol alan erkekler de, olayların değişik sahnelerinde, ayrı ayrı portreler halinde, gene sanatçının güçlü kalemiyle canlanıyor. Bu arada Balzac pek az romanında görülen facialara da bu eserinde yer vermiş bunların yarattığı acı duyguları yüceliğe varan bir sanatla işlemiştir."
"Bu roman "Balzac'ın dehasını en iyi belirten eserlerinden biri" olarak kabul edilir." deniyor ama bana göre okuması vakit kaybı bir kitap oldu. Hem konudaki özellikle sürekli kadınlar üzerine yazarın büyük bir hevesle yazdıkları yanında farklı zamanlara atlayan konuyu takip etmesi de biraz zor oldu. Kitabın basımındaki bir çok yazım hatası da tuz biber etkisi verdi.
Eşekarısı Fabrikası
"Blyth'ı öldürdükten iki yıl sonra küçük kardeşim Paul'ü öldürdüm, ama Blyth'ın ölümü ile karşılaştırınca daha mühim, daha farklı sebeplerim vardı. Bir yıl sonra da birdenbire gelen bir istekle aynı şeyi Esmerelda için yaptım.
Şu ana kadarki skorum, üç. Yıllardır kimseyi öldürmedim, böyle bir niyetim de yok. Öyle bir dönem geldi ve geçti."
Sadece 16 yaşında olan Frank'in olağanüstü özel, aykırı dünyasına - kaldırabilecekseniz eğer - adım atın.
Ablamın sana göre bir kitap var elimde diyerek okumam için verdi. Aileme göre ben cinayet işlemeye meyilli bir psikopatım sanırım :) Akıcı. Merak uyandıran olaylar farklı sıralarda verildiği için meraktan sonuna kadar okunuyor. Ve beklenmedik bir son
Kurtlar İmparatorluğu
"Seri cinayetlere, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denis'deki küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçları alet edilmesi.
Paris'i kana boyayan Türk mafyası. Kızıl Nehirler'in, Taş Meclisi'nin ve Leyleklerin Uçuşu'nun yazarı Grange'den yine çarpıcı, yine soluk soluğa bir roman."
Kitap ile ilgili açıklamaları ve arka kapağı okumadan başladığım için konunun türklerle ilgili olmasına şaşırmıştım. Jean-Christophe Grangé kitaplarında her zaman olduğu gibi sonlarda hiç beklenmedik bir şekilde gelişen ve sonlanan olaylar.
7.09.2017
Fullmetal Alchemist Brotherhood
"Fullmetal Alchemist" anime serisini izlemiştim ama Brotherhood versiyonunu izlemeye yeni başladım. Bu yapımın daha karanlık, komik çizimlerden ve unsurlardan uzak olduğunu sanmıştım ama diğerinden daha çok gibi görünüyor. Henüz 23. bölümdeyim ve seri ilkine göre daha çok uzun sürüyor, o nedenle konunun aynı bölümleri sona erdiğinde hikaye nasıl devam edecek bilmiyorum.
I began watching Full Metal Alchemist Brotherhood series. I was expecting it to be darker in the story and anime style but it still have those funny scenes and "chibi" turned characters.
I began watching Full Metal Alchemist Brotherhood series. I was expecting it to be darker in the story and anime style but it still have those funny scenes and "chibi" turned characters.
5.09.2017
Ertuğrul 1890
Bu gece okuduğum kitabı bitirmek istiyordum ama televizyonda Ertuğrul 1890 filmini izledim. İzlerken biraz bana taraflı gibi geldi. Sanki Japonlar oldukça övülürken Türkler biraz yerilmiş gibiydi. Filmle ilgili bilgilere baktığımda ise yönetmenin ve senaristin Japon olduğunu gördüm. Bir de Tahran'dan Japonların tahliyesi için özel uçak gönderildiğini sanıyordum ben, son anda ulaşan bir uçak. Ama filmde tahliye için havaalaınada bekleyen Türklere siz karayoluyla gideceksiniz, uçakla Japonları götüreceğiz şeklinde verilmiş. Aslı bu mu yani? Biraz karışık çünkü Türkiye özellikle Japonlar için uçak gönderiyor ama aslında uçak Türkler için gönderilmiş ama Japonlar alınmış...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)